Netflix’te yayınlanan dokunaklı bir belgesel olan Ibelin’in Olağanüstü Hayatı, Duchenne kas distrofisinden (DMD) muzdarip olan merhum Mats Steen’in yolculuğu aracılığıyla çevrimiçi toplulukların izole insanlar üzerindeki derin etkisini araştırıyor. Bu film, sanal dünyanın, özellikle World of Warcraft gibi oyunlar aracılığıyla, ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya olanlar için bile nasıl paha biçilmez destek sağlayabileceğini ve anlamlı bağlantılar oluşturabileceğini ortaya koyuyor.
Hareketli bir tanıklık
Belgesel, 25 yaşında ölen Mats Steen’in hayatını anlatıyor ve onun video oyunlarına olan tutkusunu ve internette geliştirdiği dostlukları öne çıkarıyor. Benjamin Ree’nin yönettiği film, Steen’in bıraktığı binlerce mesaj ve saatlerce süren aile videolarının da dahil olduğu zengin bir kişisel arşivden yararlanıyor. Steen ve oyundaki bir dedektiflik bürosunun başkanı olan karakteri Ibelin’in hikayesinin derinliğinden etkilenen Ree, “Ünlü olmayan bir kişi hakkında bu kadar çok belgeye sahip olmak nadirdir” diyor.
Sanal ilişkilerin önemi
Belgesel, çevrimiçi ilişkilerin hayati konusunu araştırıyor ve kişinin derin duyguları ve arkadaşlıkları bir ekran aracılığıyla gerçekten deneyimleyip deneyimleyemeyeceği ikilemini ortaya koyuyor. Başlangıçta çevrimiçi oyun dünyasında deneyimi olmayan Benjamin Ree, yavaş yavaş bu bağlantıların gücünün farkına vardı. “Bu ilişkilerin gerçek hayattakiler kadar gerçek ve etkileyici olabileceğini keşfettim” diye ekliyor.
Evrensel bir deneyim
Filmin uyandırdığı duygular geniş bir izleyici kitlesine, özellikle de izolasyonu deneyimlemiş olanlara dokunuyor. Ree, başta erkekler olmak üzere pek çok izleyicinin filmi izledikten sonra üzüntülerini paylaşarak yıllardır ifade edemedikleri duygularını açığa çıkardığına dikkat çekiyor. “Bu, içimizdeki derin bir şeye dokunuyor” diyor ve oyun oynamayanların sanal arkadaşlıkların değerini anlamasını sağlamanın gerekliliğini vurguluyor.
Çevrimiçi toplulukları desteklemek
Belgesel yalnızca Steen’in hayatını araştırmakla kalmıyor, aynı zamanda çevrimiçi toplulukların fiziksel ya da duygusal kişisel zorluklarla karşı karşıya kalan bireyler için nasıl bir sığınak görevi görebileceğini de gösteriyor. Gerçek hayatı ile oyun arasındaki dengesizliği yönetmek zorunda kalan bir oyuncu olan Lisette’in vakası, bu sanal alanlarda bulunan destek gruplarının önemini göstermektedir.
Sonuç: gerekli bir farkındalık
“İbelin’in Olağanüstü Hayatı” sadece bir video oyunu hikayesi değil, insanlığın keşfi, savunmasız insanların ihtiyaçlarını ve teknolojinin hayatları nasıl şekillendirebileceğini daha iyi anlamaya yönelik bir çağrıdır. Toplum video oyunlarının etkilerini tartışmaya devam ederken bu belgesel, dünyadan kopuk hisseden kişiler için çevrimiçi alanların hayati önemini hatırlatıyor. Bu amaca destek olmak isteyenler için Muscular Dystrophy UK, Mats Steen gibi kişilerin destek bulmasına yardımcı olmak amacıyla ‘Game On’ adında bir bağış toplama programı yürütüyor.
Okumalar: 0